POLİTİK PAZARLAMA

20/01/2009 | Doç. Dr. Ahmet TAN | 283


İnsanların, kişisel ve toplumsal ihtiyaçları sürekli değişken bir yapı gösterdiğinden dolayı tüm sosyal bilimlerde olduğu gibi pazarlama uygulamalarında da farklı uygulamalar ortaya çıkabilmektedir.

Bu farklı uygulamalar doğal olarak, pazarlama bilimine yepyeni bir boyut kazandırmaktadır.

Birçok sosyal kurum, toplumda kendine bir yer edinebilmek için pazarlama eylemlerinden yararlanma yoluna gitmektedir.

Siyasi partileri de bu çerçevede düşünmek mümkündür.

Özellikle demokrasi kültürü iyi gelişmiş batı toplumları

 

“Politik Pazarlama” kavramı ile bu eylemleri gerçekleştirme yoluna gitmektedirler.

Türkiye, siyasi literatürde çok eski bir geçmişi olmasına rağmen “Politik Pazarlama” kavramıyla yeni tanışıyor.

Politik pazarlama; bir siyasi partiyi veya adayı potansiyel seçmenlere uygun hale getirmek, siyasi partinin veya adayının en yüksek sayıdaki seçmen kitlesi tarafından tanınmasını sağlamak, onların rakipleriyle arasındaki farkı ortaya koyup, minimum giderle, gerekli olan oyu elde etmek ve seçimi kazanmak amacıyla kullanılan tekniklerin tümü olarak tanımlanmaktadır.

Malzemesini ise parti, lider ve parti ideolojisi oluşturmaktadır.

"Yeter, Söz Milletindir!" sloganı çağdaş anlamda Türkiye&39;nin ilk politik pazarlama örneği olarak kabul edilmektedir.

Ancak darbeler, muhtıralar politik pazarlamanın Türkiye&39;de gelişimine engel olmuştur.

Çünkü politik pazarlama ile toplumların demokrasi kültürü arasında yakın bir ilişki vardır.

Çok farklı sosyal boyutları olan politika, süreklilik gerektiren bir kavramdır.

Sadece seçim kampanyaları kapsamında düşünülen bir politik pazarlama anlayışı bu sürekliliğe tezat teşkil eder. Asıl olan politik pazarlama uygulamalarının sadece seçim dönemlerinde değil, siyasi partinin bütün faaliyetlerinde her zaman göz önünde bulundurulmasıdır. Onun için politikada var olmak isteniliyorsa, yerinde ve zamanında gerekli değişimin yapılması gerekir.

Son dönemlerde baş gösteren ekonomik ve siyasal çalkantılarla birlikte seçmen davranışlarında da büyük bir değişim yaşanmaktadır.

Türk seçmeninin son yıllarda gösterişi sevmediği anlaşılmaktadır.

Aşırı vaatlerde bulunan siyasetçiye ihtiyatla yaklaşmaktadır.

Siyaseti kavga şeklinde icra edeni tasvip etmemektedir.

Popülist davranışlara iltifat etmemektedir.

Eğitim ve kültür seviyesi yükseldikçe bilinçli bir seçmen profili karşımıza çıkmaktadır.  

Bir diğer önemli gelişme ise,ekonomik ve sosyal sorunların had safhaya ulaştığı bizim gibi ülkelerde artık ideoloji ile ülke yönetimine talip olmanın yeterli olmadığının anlaşılmasıdır.

Bir siyasi parti için önemli dört temel unsur vardır.

Bunlar; lider, kadro, program ve söylemlerdir.

Ülkemizde bu dört unsur içinde en önemli olanı tartışmasız partinin lideridir.

Liderin her söylemi, her hareketi, her davranışı seçmen tarafından farklı algılanabilmektedir. Farklı algılamaları üst üste koyan seçmen, parti hakkında bir fikir sahibi olmakta ve sahip olduğu bu fikre göre sandık başına gittiği zaman bir tercihte bulunmaktadır. Dolayısıyla lider, her adımını seçmeni varsayarak atmayı tercih etmelidir.

Çalışmada siyasi parti liderlerinin gündem oluşturan ve politik pazarlama örnekleri kabul edilen davranışlarının ne anlama geldiği yorumlanmaya çalışılmıştır.

Çalışmanın bu bölümünde son iki yıl içinde siyasi parti ve liderlerinin gündem oluşturan ve politik pazarlama örnekleri kabul edilen davranışlarının ne anlama geldiği yorumlanmaya çalışılmıştır. Gündem oluşturan her konu; ya sadece bir parti veya lideri açısından yorumlanmıştır.

 

Detaylı Bilgi:

http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=66781&sa=39625009

http://www.tdk.com.tr/Politik-Pazarlama_179.html?search=polit

  •  
  • >