Bardağın dolu tarafına bakıyorum.
Seçimler artık demokrasi şölenine dönmeye başladı.
Her seçimi şölen haline getirmeye başladık.
Bu şölenin içinden negatif ve gerilimli söylemleri çektiğimizde şölenimiz tam şölen olmuş olacak.
Tabi bu kolay bir iş değil.
Birbirimizi geçmişte çok yıpratmışız.
Acılarımız çok.
Bir süre daha gerilimlerle yolumuza devam edeceğiz gibi görünüyor.
7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak milletvekili genel seçimler için siyasi partilerin listeleri açıklandı.
Siyasal Pazar artık adayların maharetine
, kabiliyetine kalmış.
Adaylar heybelerinde olanları satışa çıkaracaklar.
Çok çetin bir politik pazarlama süreci bizleri bekliyor.
Yapılan araştırmalara göre seçmenin %80’i kararını vermiş durumda.
Politik pazarlamalar birinci derecede elindeki seçmeni tutmak için yapılacak, ikinci derecede de geriye kalan %20’nin içinden ne kadar koparabilirim için yapılacak.
İyi pazarlama yapabilen, seçmenin yüreğine dokunabilen, kendini karşıya ifade edebilen, karşıyı da buna ikna edebilen politikalar kazançlı çıkacak.
Bir hususu belirtmekte fayda var.
Ülkemizde yapılan milletvekili seçimlerinde seçmen adaydan çok lider ve partiye oy vermektedir.
Aday çok iyi olmuş, aday çok iyi olmamış konusu seçmence çok önemli görülmemektedir.
İyi adaylar lideri ve partiyi güçlü kılar.
İyi adaylar kararsız seçmenin tercihlerini etkiler.
İyi adaylar seçmenin beynindeki soru işaretlerini yok eder.
Ama sadece iyi adaydır ben iyi aday olduğu için oyumu veririm vakıası çok azdır.
Listeleri partiler açısından değerlendirdiğimizde şunlara söyleyebiliriz.
Ak parti bir kolej takımı görünümünde.
Partinin kurumsal yapısı çok güçlü.
Parti içi işleyişler, süreçler, teamüller, ilkeler tartışma oluşturmayacak kadar iyi işliyor.
Üç dönem kuralıyla devrim niteliğinde bir iş yaptılar.
Partinin neredeyse %60 oranında kadrosunu değiştirdiler.
Partinin ağır topları tribüne çıktılar.
Bu güne kadar mutfakta başarılı olan genç simalar ile politik sahaya çıktılar.
Yeni kadronun mahareti parti başarısını doğrudan etkileyecektir.
Ak partinin tek handikapı ekonomi olacaktır.
Onun için yeni ekibin ekonomi konusundaki donanımları önemli olacaktır.
CHP de ak parti gibi nispeten kadro değişimine gitti.
Ön plana çıkan tanıdık bazı isimlerin bu güne kadar bildiğimiz söylemleriyle eğer politik pazarda yollarına devam edeceklerse işleri çok zor.
Ali Taran’ın bu konuda devreye girmesi gerekiyor.
Aynı söylem ve aynı üslup ile girdikleri seçimleri kazanamadılar.
İlk önce genel başkanda dahil olmak üzere söylem ve üslubu değiştirmeleri gerekiyor.
Kendilerini iyi ifade edemezlerse
, politik pazarı iyi gözlemleyemezlerse HDP’ye bir kayış CHP için kaçınılmaz olacaktır.
MHP bu seçimin en rahat partisi konumundadır.
Yaşadığımız siyasal süreç MHP gibi ideolojik ağırlıklı siyasal partilere yarar.
Devlet Bahçeli seçim sürecinde kampanyasına biraz sempatiklik kazandırabilirse hiç beklenmediği oranda oy alabilir.
Ve seçimin en sıkıntılı ve aynı zamanda en cesur partisi HDP için de şunları söyleyebiliriz.
Çok cesur bir karar alarak ilk kez parti olarak seçime girmeye karar verdiler.
Yapılan kamuoyu araştırmalarında çok ciddi baraj problemi yaşadıkları görülüyor.
Şimdiden söylemek çok erken olabilir ama 7 Haziran akşamında Demirtaş’ın Kobani çıkışını, son grup toplantısındaki Cumhurbaşkanı ile ilgili ifadelerini belki de çok tartışır durumda olacağız.
Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecindeki Selahattin Demirtaş yeniden ortaya çıkabilir mi bilemiyoruz.
Ama şu net olarak biliyoruz; ak partiye muhalif kesimler bu konuda çok uğraş verecekler.
Her akşam belki de ekranlarda sayın Demirtaş’ı sazıyla sözüyle görüyor olacağız.
HDP’nin barajı aşması durumunda demokrasimizin bir adım daha güçleneceğini ifade edebilirim.
Son söz; listeler vatana millete hayırlı olsun.
Bu millete hizmet etmek çok kudsi bir görevdir.
Kavgasız, gürültüsüz, gerilimsiz bir seçim süreci diliyorum.
Bütün partilere, bütün adaylara başarılar.