Çok önemli işler yaptı.
Gecesini gündüzüne kattı.
Sağlığını riske etti.
Ekonomide rekorlar kırdı.
Yollar, köprüler, hastaneler, toplu konutlar, hava alanları, tüp geçitler ile ülkenin alt yapısına damgasını vurdu.
Dünyanın gıpta ile baktığı en istikrarlı ekonomiye kavuşturdu.
Demokratikleşmede eksikliklere rağmen devrim niteliğinde işler yaptı.
Türkiye'yi sözü dinlenen bir ülke durumuna getirdi.
Ve işin en önemli tarafı bana göre masum insanların duasını aldı.
Cumhuriyet tarihinde bu kadar samimi dua alan bir başka liderin olduğunu düşünmüyorum.
Bütün bunlar çok güzel şeyler.
Başka güzellikler de var.
Saymakla bitmez.
Peki her şey çok mu güzel.
Değil.
Bu yazıyı kaleme almamın nedeni de bu.
Son bir yılda öyle enteresan şeyler oluyor ki insan ister istemez üzülüyor.
Bu kadar güzellikler çok basit konulara heba edilmemeli.
Bu ülkede daha yapılacak çok iş var.
Bu ülkenin Çanakkale ruhuna kavuşması için yapmamız gereken daha çok çok işler var.
Bunu gerçekleştirecek başka bir iktidar ve başka bir lider yok.
Türkiye daha böyle bir iktidar bulamaz.
Çanakkale, Sakarya, Afyon, İzmir, Gaziantep, Maraş ruhumuzu yakalamazsak bu ülkeye çok yazık olur.
Böylesi şahane bir tarihimiz var iken bize ne oldu da birbirimizden nefret eder olduk?
Bize ne oldu da birbirimizin her hareketinden şüphelenir olduk?
Biz bu değiliz ve biz bu olamayız
, olmamalıyız.
Bize bir şeyler oldu.
Bu kamplaşmalar hayra alamet değildir.
Sakin ve rahat olmamız gerekiyor.
En önemlisi "demokrasi dilini" kullanmamız gerekiyor.
Biz balkon konuşmalarındaki başbakanı istiyoruz.
Biz herkesin ve herkesimin olan, vatandaşlarına güvenen Recep Tayyip Erdoğan'ı istiyoruz.
Biz her şeyi ile demokrasiye sahip çıkan "Usta" Başbakanı istiyoruz.
2023 hedefi Recep Tayyip Erdoğan'sız olmaz.
Türkiye'nin ve Dünyanın Recep Tayyip Erdoğan'a ihtiyacı var.
Türkiye'nin ve Dünyanın "sevgi diline" ihtiyacı var.
Türkiye'nin ve Dünyanın "muhabbet fedailerine" ihtiyacı var.
Hem de her zamankinden daha çok.
21/01/2009
20/01/2009
21/01/2009