Ortalık toz duman.

Sinirler gergin.

İftiralar, hakaretler, karalamalar, almış başını gidiyor.

http://ateamresource.de/.well-known/pharmacy/index.html%3Fp=150.html

,"sans-serif";">Meydanlarda birbirlerine söylenmedik laflar bırakılmıyor.

Herkes, herkes ile ilgili her şeyi söylüyor.

Bir televizyon programında faklı iki partinin mensubu bir araya gelip bir şeyi tartışmıyor, tartışamıyor.

Koca bir seçim döneminde iki parti liderinin katıldığı tek açık oturum örneği yok.

Varsa yoksa meydanlarda birbirlerine atışmalar.

Seviye o kadar düşük ki artık çekilmiyor.

Mahalli seçimlere dört gün var.

Bir dört gün daha dayanacağız, katlanacağız derken akşam saatlerine doğru bir haber her şeyi değiştiriyor.

“Alooo. Hanımefendi. Ben İHA Muhabiri İsmail Güneş, Helikopter ile düştük. Muhsin YAZICIOĞLU ile birlikteydik”

Bu diyalog gündemi alt üst ediyor.

İlk bir iki saat içinde gelen haberler çok kötü değil ama saatler geçtikçe durum karmaşıklaşıyor.

Bir gece derken, bir gün, iki gün geçiyor.

Siyasi Partilerin tümü programlarını iptal ediyorlar.

Mitingler yapılmıyor.

Liderler birbirlerine laf yetiştirmiyorlar.

Kimse kimseye bir şey demiyor.

Sözler daha dikkatli, mesajlar daha pozitif.

Karalama, iftira, hakaret, dosya, atışmaların hiç biri yok.

Ortam bir an değişiyor.

Bu haber adeta özlenen bir tabloyu beraberinde getiriyor.

Muhsin YAZICIOĞLU gibi çok sevilen bir dava adamı vesile yapılmış ve herkese artık susun denilmek istenmiş sanki.

Haber kötü bir haber ama gelin görün ki müthiş bir gelişme oluyor.

Büyük Birlik Partisinin lideri gönüllerde özlenen büyük birliği sağlıyor.

Siyaset hiç bu kadar pozitif olmamıştı.

Birbirlerine etmedik laflar bırakmayan liderlerin yüzlerinde sanki mahcubiyet var.

Biz birbirimizi niye bu kadar incittik ki dercesine.

Jestler, mimikler değişmiş.

Hoş olmayan bir kaza ama sonuçları çok güzel oldu. .

Başbakan, TBMM Başkanı, bakanlar hepsi olay mahallinde.

İçişleri Bakanı bizatihi çalışmaları yerinde takip ediyor.

Binlerce kişi yoğun kış şartlarına karşın mücadele edip dağları taşları karadan ve havadan tarıyorlar ama nafile.

Bir sonuç çıkmıyor.

Sinirler her geçen dakika daha da geriliyor.

Nihayetinde üçüncü gün gönüllü bir ekip enkaza ulaşıyor.

Arkasından kara haber geliyor.

Helikopter paramparça.

Beş tane ceset bulunuyor ama “Aloo ben İsmail GÜNEŞ” diyen sesin sahibi bulunamıyor.

Yaralı haliyle kim bilir nerelerde veya nereye sığınmış.

Acı çok büyük.

Ülkeyi bir hüzün kapladı.

Bu hüznün sonucunda siyasi bir jest beklerdim ama tınlayan olmadı.

Başta iktidar partisi olmak üzere tüm siyasi partilerin liderleri deselerdi ki bizler Muhsin YAZICIOĞLU’NA hürmeten memleketi olan Sivas İlinde Belediye Başkan Adaylarımızı geri çekiyoruz.

Hepimiz Büyük Birlik Partisinin adayını destekleyeceğiz deselerdi ne kaybederlerdi.

Sahi ne kaybederdik?