Türkiye'de tanınan kadın bir sinema sanatçısının canlı yayında iki yıl önce söylediği bir hikayedir bu....Hikayeyi bizzat canlı yayında dinleyen öğretim üyesi bir arkadaşımdan dinlemiştim.
Bayan sanatçı, bir grup arkadaşı ile beraber muhtaç aileleri tespit edip yardım için bir dernek kurarlar. İhtiyacı olanlar şahsen ve mektupla bu derneğe yardım için müracaat ederler. Günün birinde, Ankara il merkezinden durumlarının ciddiyetini bildirir bir mektup bu derneğe ulaşır. Bir görevli, belirtilen adrese durumu tespit için gönderilir.
Mektupta anlatılan ihtiyaçlar gerçeğin çok altındadır. 3–4 m2 lik, derme çatma tek gözlü bir kulübe. Mutfak, banyo, yataklar, tuvalet vs hepsi o tek gözlü evin içinde. Dul bir kadın, iki yavrusu ile beraber orda yaşıyorlar. Konu-komşu yardımları ile geçinmektedirler. Artan yemekler, eski kıyafetler, kullanılmayan eşyalar ve bulabilirse ev temizlikleri onların geçim kaynağı. Görevli gördüğü manzara ve anlatılan acı hikâye karşısında çok fazla dayanamaz ve dışarı çıkar. Merkeze acil yardım haberini ulaştırır. ....
Dernekten çok geçmeden yiyecek, giyecek, ev eşyaları aileye teslim edilir. Ayrıca ayda 50 TL yardım kararı verilir. Yeni kurulmuş bir derneğin imkânları ancak bu kadar olabilir. Aile bu durumdan fevkalade memnun olur. Yardım için çok içten dualar eder....Dernek yetkilileri de böyle bir aileye yardım ettikleri için son derece mutlu olurlar.
Bu hadiseden bir kaç ay sonra, benzer bir mektup yine Ankara'dan derneğe ulaşır. Dul bir kadın ve iki çocuğunun hikâyesi bu mektupta anlatılır. Evvela bir önceki ailenin mektubu olarak algılanır. Sonra mektubun farklı bir aileden geldiği tespit edilir ve yine bir heyet gönderilir. Yine 4 m2 lik tek gözlü bir kulübe. Banyo, tuvalet, mutfak ve yataklar hepsi iç içedir. Bir önceki aileden daha da zor şartlarda yaşayan dul bir kadın ve öksüz iki çocuğu. Yardım ekibinin gelmesi kadın ve çocukları çok mutlu etmiştir. Görevlilerden biri kadına "Ne kadar yardım edilse sizi biraz rahatlatır" sorusunu yöneltir. Kadın başta görevlinin ve bunu duyan herkesin (benim de) kalbini ağlatacak bir cevap verir. "Vallah aslında durumumuz çok daha kötü idi. İki aydır bir arkadaşım bana ayda 25 TL veriyor. Bu yardım bizim durumumuzu çok rahatlattı. Belki bu miktar kadar olsa rahat geçiniriz" der. Ekip bu nakit yardımı yapanı merak ederler. Kadın tarif eder, yetkililer tetkik ederler. Adres insanın tüm latifelerini donduran bir yerdir. "Daha önce 50 TL yardım yapılan ailedir". Arkadaşının durumuna üzülüp
, verilen 50 TL aylık yardımın yarısını destek için bu aileye vermektedir.
İsâr hasletinin zirve noktası bu olsa gerek. Açıkçası değil himmetimin, hayalim ulaşamadığı bir noktadır bu. Malda ihtiyacı olduğu halde, başkasını kendisine tercih etmek....Dilencilik yapmadan. Kanaat ve iktisat ile yaşayan muktesitlerin sultanları… Bu hikâye; isâr hasleti, kanaat ve iktisat ile yaşamak konusunda on kitap okumak kadar bana tesir etmiştir. ( Doç. Dr. Behçet AL)