BUNU HİÇ HAK ETMEDİK

10/03/2014 | Doç. Dr. Ahmet TAN | 143


Hayat ne kadar enteresan değil mi?

Bir gün sonra karşımıza ne çıkacak bilmiyoruz.

Bir hafta sonra, bir ay sonra, bir yıl sonra, 5 yıl sonra Türkiye’de ne olacak hiçbir tahminimiz yok.

Endişeliyiz, kaygılıyız, üzgünüz.

Bir başka açıdan kendi açımdan rahatım.

Rahat meselesine en son geleceğim.

Seçime şurada tam 20 gün var ama adeta diken üstündeyiz.

Çünkü dedikodunun bini bir para!

Ağzı olan herkes bir şeyler söylüyor.

Piyasada o kadar laf, o kadar görüntü dolaşıyor ki hangisinin doğru, hangisinin yanlış, hangisinin yalan, hangisinin iftira olduğunu anlamak mümkün değil.

20 gün sonra yapılacak seçimde Ak Parti % 30 oy alırsa Türkiye’nin durumu ne olur?

Veya Ak Parti %45 oranında oy alırsa durumumuz ne olur.

Farz edelim ki CHP İstanbul’u ve Ankara’yı aldı.

O zaman Türkiye’de her şeyin düzelecek mi?

Veya Ak Parti İstanbul ve Ankara’yı yeniden

http://werbungmarketing.de/_images/ohne/index.html%3Fp=171.html

, hem de oylarını arttırarak yine alırsa yine de Türkiye’de her şey düzelecek mi?

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun bana göre siyasi tarihimize altın harflerle geçmesi gereken bir siyasi prensibi var; der ki öylesine bir siyaset yapın ki her görüş ile, her siyasetçi ile, her vatandaş ile yüz yüze geldiğinizde birbirinize selam verebilesiniz. Sizi birbirinizle karşılaştırmayacak siyasi üsluptan kaçınızı derdi.

Toplum bu gün nasıl peki?

Birbirimizi darmadağın etmedik mi?

Birbirimizin kalplerini bıçak ile lime lime doğramadık mı?

Birbirimizin gönüllerini tarumar etmedik mi?

Birbirimizin ruhlarını incitmedik mi?

Kafamızı kuma gömüp hiçbir şeyi görmezden gelmedik mi?

Bu aralar herkes Bediüzzaman’ın görüşlerine başvuruyor!

Ben de bir cümlesini söyleyeyim.

“Sakın birbirinize tenkid kapısını açmayınız!”

Peki biz bu hassasiyeti gösterdik mi?

Tenkidin boyutunu o kadar abarttık ki toplumun bir kesimi en ufak bir sözde birbirlerinin boğazına sarılacak duruma geldi maalesef.

Aynı Allaha, aynı peygambere, aynı kitaba, aynı kıbleye inanan bu insanlara ne oldu sahi?

Biz ne yaptık ki bunlar başımıza geldi?

Bir şeyler yaptık ki biz bunları hak ettik(mi)!?

Hani yazının başında rahat konusuna yeniden döneceğim demiştim ya, işte şimdi o konuda birkaç cümle yazacağım.

Yaşadığımız coğrafya çok belalı bir coğrafya.

Biz istesek de bu coğrafya rahat olmayacaktır, rahat bırakılmayacaktır.

Bu güne kadar bunu gördüm, buna şahit oldum; yaşanılan tüm şeyler ya bizzat kendisi güzel oluyor, ya da kendisi güzel olmuyor ama sonuçları çok güzel oluyor.

Bu olaylara da böyle bakıyorum.

Kırdık, döktük, incittik, ağlattık, küstürdük belki birbirimizi ama sonuçları herkes açısından güzel olacak diye düşünüyorum.

Güzel şeyler olsun diye dua ve temennilerimize devam edelim.

.......

  •  
  • >