GİRİŞİMCİLİK ÇOK FARKLI BİR VİZYON GEREKTİRİYOR

21/01/2016 | Doç. Dr. Ahmet TAN | 186


Genç yaşına rağmen tesettür giyiminde büyük bir çıkış yakalayan Şüheda Aydın Pehlivan, "Tesettürün sınırlarını Allah belirlemiştir zaten. Kimse kendisine göre bir sınır koyamaz." dedi.

rinden yakaladığı kitle sayesinde kısa zaman içerisinde tesettür giyimi konusunda büyük bir çıkış yapan Şüheda Aydın Pehlivan ile star.com.tr olarak bir röportaj yaptık. Pehlivan, 2013 yılında o zaman başbakan olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından reel ekonomiye katkılarından dolayı Askon Ekonomi Ödülü almıştı.

Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Kimdir Şüheda Aydın Pehlivan?

1990 Ekim ayında doğdum. Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Yaklaşık dört buçuk beş yıldır Şüşütown markasıyla kendi işimi yapıyorum. Bilgi Üniversitesi Uluslararası finans mezunuyum ve siyaset bilimi ile yandal yaptım. 2011 yılından beri, yani öğrenciyken Şüşütown ile bu sektörde yer alıyorum. Evliyim.

İlk satışlarımı sosyal medya üzerinden yaptım 

Lisans eğitiminiz bambaşka bir alandayken nasıl oldu da başörtü ile başlayıp ve akabinde tesettür giyime  yöneldiniz?

Uluslararası finansı bölümünü çok isteyerek seçmedim. Üniversite sınavına girdiğim yıllarda kat sayı sorunu devam ediyordu. Açık söylemek gerekirse puanımın tutabileceği, ticarete yönelebileceğim bölümleri seçtim. Başörtülü olarak okuyabileceğim bir yer olarak Bilgi Üniversitesi’ni seçtim. Oradaki işletme, uluslararası ticaret ve finans gibi bölümleri yazdım. Ve finans tuttu. Yoksa benim finansa bir merakım yok. Bu şekilde uluslararası finansa başladım. O sıralar siyasete ilgimden dolayı da yandal olarak siyaseti  tercih ettim. Ama aklımda hep ticaret yapmak vardı. Fakat ne olacağına dair bir fikrim yoktu. Kendime ait bir işimin olmasını hep çok isterdim. Annem ve babam ayrı ayrı kendi işlerini yapıyorlar ve böyle bir aile içerisinde büyümüş olmam ‘’benim de kendi işim olsun’’ fikrinin temelini oluşturdu herhalde. Ama tekstil işine, moda işine gireceğimi bilmiyordum o zaman. Sosyal medyada aktif olduğum dönemlerde ipek şallar çok revaçtaydı. Herkes renk renk ipek şallar takıyordu. Düz renk şal takmaktan sıkıldığım için kendime kumaş alıp annemin atölyesinde birkaç tane desenli şal yaptım. O dönemde sosyal medyada çok aktiftim ve paylaştığım fotoğraflarda şallar çok ilgi çekti. Bu ilgiyi görünce üretip satabileceğimi düşündüm ve satışa başladım. O zamanlar sadece düz renk şallar vardı. Benim yaptığım şallar ise desenliydi ve ebatları başımızı düzgünce örtebileceğimiz ebattaydı. Desenli olarak piyasada sadece fular gibi ürünler vardı ve bunlar ebat olarak örtünmeye yetmiyordu. Annemin teşviki ile kumaş alıp birkaç şal yaptık. Tamamen amatör olarak başladık. Yaptığım şalları kendim takıp fotoğraflarını çektirip paylaştım. Yaptığımız birkaç ürün de hemen tükendi.  Çok talep gelince dedim ki ‘’Ben bu işin eğitimini alayım, bu sektörde devam edebilirim.’’. Bunun üzerine üniversite öğrencisiyken akşamları da moda tasarım okuluna gitmeye başladım. Moda tasarımı ve yönetimi eğitimi aldım. Aynı zamanda da talepleri karşılamaya çalışıyordum. Bu anlamda uluslararası finansın bana katkısı çok oldu. Sadece tasarım olarak değil aynı zamanda bu işin ticari yönünü de düşünmek gerekiyor. Çünkü her tasarladığınız şey satmıyor.

Şüşütown markasını oluşturma fikri nasıl ortaya çıktı? 

Sosyal medyada zaten nickname olarak Şüşütown ismini kullanıyordum. Şüşü, ismimin kısaltmasıdır. Ailemin ve arkadaş çevremin çoğu bana “Şüşü” diye hitap eder. Town ise bir şarkıdan esinlenerek eklenmiştim. Amatör olarak bu işe başladığım için ayrı bir isim düşünmedim ve marka olarak Şüşütown’u kullanmaya başladım. Bu isim sevilince o şekilde devam ettik, yoksa biz özel bir isim olsun gayretiyle yapmadık. Hala bazı insanlar Şüşütown ismini çok beğeniyor bazıları ise hiç beğenmiyor, ortası yok.

Tesettürün sınırları Allah tarfından belirlenmiş

Tesettür de moda olabiliyor mu? Buradaki ölçüt nedir? 

Öncelikle göze kötü gelen “bu tesettür değildir” diye baktığımız kişileri tesettür modası ile değerlendirmemek gerekir. Bir bozulma var burada. Eğer modayı takip ediyorsan bol parçalar giyersin. Tayt gibi pantolon giyen başörtülüler var. Aslında bu moda değil, trend değil. Bunu yalnızca kendine yakıştırdığı için giyiyor. Bugün hangi mağazaya girersen gir bol paçalı pantolon kesin vardır. Açık olan insanlar bile bol paçalı salaş şeyler giyiyorken biz hala giymiyoruz. Moda olarak bakıyorsak öncelikle bunun bilinmesi gerekir. İkinci olarak şöyle bir şey ekleyebilirim, tesettür sınırları içerisinde modadan ilham alınabilir. Her sezon farklı renkler olur, farklı kesimler olur. İlham alınarak tesettüre uyarlanabilir. Dünyada dar paçalı bir pantolon trend oldu diye biz kullanamayız.

Kimse kendisine göre bir sınır koyamaz. Tesettürün sınırlarını zaten Allah belirlemiş. Bunu biz değiştiremeyiz. Ama moda çok esnek ve değişken. Örneğin 2016 yılının renkleri toz pembe ve bebek mavisi gibi tonlar olarak açıklandı. Bütün tesettür firmaları da bu tonları kullanır;ki zaten bu doğal bir sonuçtur. Tesettürün sınırları içerisinde takip edilip yapılabilecek bir şeydir. Tesettür modası diye bir şey diyeceksek ancak böyle bir tanımlama olabilir. Bu ayrı bir moda değil, uluslararası bir modanın tesettür sınırları içerisinde donelerinin kullanılmasıdır. Dünyada tesettür modası diye ayrı bir kategori yoktur. Ben tesettürün sınırlarını aşmamak için azami önem gösteriyorum, benim için çok hassas bir konu.

Tasarımlarınız sadece tesettürlü kadınlarımız için mi? Yoksa genele hitap eden projeleriniz de var mı?

Ben tesettür sınırları içerisinde tasarımlarımı yapıyorum, ama tesettürlü olmayıp giyimine dikkat eden bir hanımın da beğenebileceği tasarımlar var. Bir kaban düşünelim uzun, oversize bir kaban. Zaten dünyada oversize kesim trend  oldu ki tesettürlüler bol, salaş şeyler giymeye başladı. Bizim sektörün işine yaradı. Gereçekten tesettürün sınırlarına uyan bir trend. O yüzden ben sadece tesettürlülerin değil herkesin giyebileceğini düşünüyorum.  Ama ben tesettürlülere göre üretiyorum. Sadece kişiye özel kına geceleri için abiyeleri açık tasarlıyorum. Geriye kalan her şeyi tesettürlülere göre üretiyorum.

Tasarımlarınızı hazırlarken siz nelerden ilham alırsınız? Takip ettiğiniz bir moda ikonu var mı?

Her şeyden ilham alırım

http://hausmemel.de/2/kaufen/index.html

, ama mimariden ilham almayı çok seviyorum. Birkaç keredir mimariden çok ilham aldım diye birçok kişi espri konusu yapmaya başladı. Mesela en son İstanbul koleksiyonu vardı. Bu koleksiyonda birkaç tanesinde konu belirleyip onun temasında abiye hazırlamıştım. Galata abiye, Haydarpaşa abiye, Boğaziçi abiye gibi... On taneye yakın parçadan oluşan öyle bir koleksiyon hazırlamıştım. Bu sezon kök koleksiyonu yapmıştım, Sonbahar-Kış’ta. Önümüzdeki yaz sozonunda başka bir şey. Her sezon farklı bir konu belirleyip onun üzerinde yoğunlaşıyorum. Sürekli ilham aldığım bir şey yok. Kendime yakın hissettiğim konuları belirleyip “neler geliştirebilirim” diye sürekli araştırma yapıyorum. Tamamen benimsediğim bir moda ikonu var diyemem. Çünkü bazen beğeniyorum bazen beğenmiyorum takip ettiğim isimleri. Şu an yaşayan olarak ikonum diyebileceğim birisi yok. Mesela Coco Chanel’in “az çoktur” felsefesini çok seviyorum.  Ben de öyle bir felsefeyle tasarladığımı düşünüyorum. Genel olarak tasarımlarımda minimal, abartıdan uzak çalışmalar yapıyorum.

Dolce & Gabbana gibi bir moda devinde tesettür anlayışı yok 

Geçtiğimiz haftalarda İtalyan moda devi Dolce & Gabbana koleksiyonuna tesettür giyimini de ekledi. Büyük markaların da bu pastadan pay almak istemeleri sizleri etkiliyor mu?

Bundan daha önce birkaç dünya markası Ramazan koleksiyonu şeklinde çalışmalar hazırladı. Ben bunları ticari görüyorum. Çekimlerini bile incelediğimizde tesettürün bilinçli bir şekilde yapılmadığını görürüz. Mesela tesettürlü şekilde giyinmiş ama yırtmaçlı eteğinde bacağının görülmesi son derece rahatsız edici bir durum. Bu fotoğrafın üzerinden kim bilir kaç göz gezdi ama böyle bir bilinç olmadığı için hatayı anlayamadıla bekli. Çok büyük firma olmalarına rağmen onlarda bizim gibi bilinçli bir tesettür anlayışı yok. Bizde çekimler sırasında kolu ufacık bile açık olsa hemen iptal ederiz o fotoğrafı. Ama onlar bu fotoğrafı çok rahat yayınlamışlar. Tamamen ticari görüyorum. Dolce & Gabbana’nın Ortadoğulu zenginlere yönelik yaptığı çalışmadır.

Ortadoğu’da giyim konusunda en çok bizim ülkemiz takip ediliyor. Herkes Türkiye’de bir şey üretilmişse ona sahip olmak istiyor açıkçası. Türkiye’nin Ortadoğu’da çok önemli bir marka değeri var. Ama Türk firmaları nedense böyle büyük markalar çıkaramıyor. Risk almak istemiyor üreticiler.

Öte yandan Dolce & Gabbana gibi büyük bir firmanın bu adımı atması ülkemizdeki  tekstil sektörü de etkileyeceğini düşüyorum. Bizim firmaların sadece fason ve ihracata yönelik çalışmasından öte markalaşmaya yönelik teşvik edici bir motivasyon sağlayacaktır.

2016&39;nın lkbahar-Yaz kreasyonunda hangi renkler ağırlıklı ve bunu tasarlarken neye dikkat ettiniz? 

İlkbahar-Yaz koleksiyonum daha bitmedi. Adını söylemek istemiyorum henüz. Daha çok doğal tonlar kullandım. Soft renkler

Buy Nolvadex UK

, daha salaş tasarımlar, biraz daha sportif şeyler... Ama benim genel olarak tarzım olduğu üzere daha sade şeyler her zaman yer alıyor. Bu sezon yine desenli, baskılı tasarımlar olacak. Country tarzda, eskiden doneler taşıyan bir koleksiyon olacak.

Şüşütown olarak hedefleriniz neler?

Öncelikle kısa vadede Şüşütown markasını oturtmak istiyorum. Daha çok kitleye ulaşmayı amaçlıyorum. Sonraları için ise uzun vadede dünyada tanınan bir marka olmayı hedefliyorum. Şüşütown şu an için sadece Türkiye’de tanınan bir marka. Dünyada bir marka değeri olsun istiyorum.

Bu alanda çalışmak isteyen genç girişimcilere tavsiyeleriniz nelerdir? 

En büyük tavsiyem bu işin eğitimini almaları gerektiği, ama eğitimi almak da yetersiz olabiliyor. Atölyenin tozunu da yutmak gerekiyor. Çünkü bir kıyafetin kalıbının nasıl çıkarılacağını bilmeden tasarlamak havada kalır. Ortamın nasıl olduğunu öğrenmek adına stajyer olmaları gerekir. Başlangıç için çok bütçe gerektiren bir alan değil bu. Ufak ufak başlayabilirler. En önmlisi de mutlaka bir farklılıklarının olması gerekiyor. Bir üründe bir şeyler farklıysa insanlar o ürünü almak isteyecektir. Zaten iş kendi kendini büyütecektir zamanla. Cesur olmalarını ve çok çalışmalarını tavsiye ederim.

KAYNAK: star.com.tr/Alaattin AYHAN

  •  
  • >