Geçen hafta içinde Adana’da inovasyon haftası etkinlikleri vardı.

Gaziantep Üniversitesi öğretim elemanları ve öğrencilerinden oluşan yaklaşık 40 civarında bir ekip ile katılmıştık.

Çok yoğun bir katılım vardı.

Konuşmacıların dışında kalan katılımcıların büyük çoğunluğu üniversite öğrencisiydi.

Çevre illerde bulunan hemen hemen tüm  üniversitelerden öğrenciler etkinliğe gelmişlerdi.

15 Temmuz darbesi gibi çok ağır bir güvenlik problemini atlatmışsın, güvenlik güçlerin bir tarafta Suriye’de operasyon yapıyor, bir tarafta Kuzey Irak’ta operasyon yapıyor

clomid rezeptfrei kaufen

, bir tarafta Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da terör ile çetin bir mücadele veriyor ve üstelik olağanüstü hal ilan edilmiş durumda iken bu etkinliğe bu kadar yoğun bir talebin olması beni çok heyecanlandırdı ve ümitlendirdi.

Ve işin en güzel taraflarından biri de sadece bir konuşmacı “15 Temmuz bizim için bir fırsattır” cümlesi kurdu, onun dışında dinlediğim hiçbir konuşmacı 15 Temmuzu hatırlatacak bir cümle kurmadı.

Herkes kendi işinde gücünde.

Emin olun ki o kadar güzel işler yapılıyor ki, o kadar güzel ürünler üretiliyor ki, o kadar güzel projeler sürdürülüyor ki ben bütün bunlara şahit olduğum için, bunların hepsi güzel ülkemde gerçekleştiği için rabbime bir kez daha şükrettim.

Şurada çok net yazıyorum.

Bir iş yapmak için illa da para gerekmiyor.

İstemeniz , bir şeyi çok istemeniz yetiyor.

Bir işe sevdalanmanız fazlasıyla yetiyor.

O sahneye çıkan her konuşmacıda ben bunu gördüm.

Hepsi yaptıkları işe aşık

buy kamagra 100mg

, yaptıkları işe sevdalı.

Hepsi de yaptıkları işleri ile o kadar mutlular ki.

O sahneye çıkan hiçbir konuşmacının yüzü asık değildi.

Ve yine şunu gördüm; yaptığınız iş ne olursa olsun bir küçük dokunuş sizi alıp başka bir yere götürüyor.

Başarı, marka, farklılık, satış, kalite, nitelik; çok basit dokunuşlardan geçtiğini bir kez daha gördüm.

Araştırma ve geliştirmenin firmalar için aslında en büyük kazanç olduğunu gördüm.

İnsan sosyolojisinin, insan psikolojisinin, insan davranışlarının doğru okumanın ne kadar önemli olduğunu gördüm.

Hayat hızla akıyor.

Rekabet ortamı çok acımasız.

Bu acımasız rekabet ortamında ayakta kalabilmek için ürünlerin, hizmetlerin, üretim yöntemlerinin sürekli değişmesi ve yenilenmesi gerekiyor.

İşte biz buna da İNOVASYON diyoruz.

İnovasyonu hayat merkezimize koymamız şart.

Belki ne alakası var diyen çıkabilir ama “iki günü eşit olan zarardadır” hadisi yüz yıllar önce inovasyona işaret etmiş biz fark etmemişiz.

Şimdi sırada 8-9-10 Aralık’ta İstanbul İnovasyon Haftası etkinlikleri var.

Üniversitem müsaade ederse oraya da gideceğim.

Selam ve dua ile.

....