Günümüz insanının ihtiyaçları 5 yıl, 10 yıl, 20 yıl öncesine göre çok değişti, değişiyor, değişecek.
Bu değişimi iyi okuyabilen ve iyi anlayabilen idareciler uzun vadede başarılı olacak.
Okuyamayan, anlayamayan, önem vermeyen de başarısız olacak.
Özellikle insana hizmet götüren birimlerde çalışan idareciler bu konulara çok dikkat etmek zorundadırlar.
İdareciler; insan psikolojisini, insan sosyolojisini iyi bilmek durumundadırlar.
İnsana sadece maddi varlık olarak bakılmamalı.
İnsan, huzurlu bir ortamda yaşamak istiyor.
İnsan sakin bir hayat sürmek istiyor.
İnsan kavga, görültü, patırtı, kargaşalı bir ortamda yaşamak istemiyor.
Ve ne yazık ki gün geçtikçe insan bu konularda daha da hassaslaşıyor.
Bu teorik girişten sözü şuraya getireceğim.
Yoğun bir haftanın ardından her vatandaşın yaptığı gibi evimde dinleniyorum.
Mevsim zaten ramazan ayı olduğu için dışarıda bu sıcak havada zaman geçirmeniz mümkün olmuyor.
Cumartesi akşamı misafirlerimiz vardı, geç vakitlere kadar oturduk.
Nasılsa yarın Pazar bol bol dinleniriz diye düşündüm.
Sahurdan sonra hemen uyumadım, çok harika bir hava vardı ve evde bir şeylerle uğraştım.
Bir süre sonra gözler yorgun düştü ve uyudum.
Ancak kısa bir süre sonra iş makinesinin sesiyle uyandım.
Saate baktım, 06:50 görünüyordu.
Bu işte bir tuhaflık görmeye başladım.
Çünkü günlerden pazardı ve böyle bir şey olamazdı!
Görültü artınca 155 polisi aradım, hemen gereğini yapacaklarını söylediler.
Ses kesilmeyince bir süre sonra yeniden aradım ancak bu sefer sorumluluk alanları olmadığını ve 153’ü aramam gerektiğini söylediler.
Öyle yaptım, aradım ancak yine ses kesilmedi.
Elbiselerimi giyip işin yapıldığı yere doğru hareket ettim.
Tam varırken polis ekibinin oradan ayrıldığını gördüm ama ekibi yolda durdurdum.
Kendimi tanıttıktan sonra bu yapılanlar için suç duyurusunda bulunma hakkım var mı diye sordum.
Maalesef , adamların ellerinde çalışma izin belgesi var dediler!
Evet
, işte zurnanın zırt dediği yer de burası zaten.
Pazar günü o saatte bir idareci çalışma izni verebiliyorsa bizim daha çok ekmek yememiz, bizim daha çok mesafe kat etmemiz lazım.
Yaşadığın şehir her şeyi ile seni mutlu etmeli, seni gururlandırmalı.
İnsan göğsünü gere gere ben bu şehirde yaşıyorum diyebilmeli.
İnsan o şehirde kendisini değerli olduğunu hissetmeli.
İdareciler de şehrinde yaşayan her bir insana bu değeri hissettirmeli.
Onun için insanı yüceltmeliyiz.
İnsanı yüceltmek için çaba sarf etmeliyiz.