Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı bitti.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez halkın katılımıyla bir cumhurbaşkanı seçtik.
Gergin ve sancılı bir süreç yaşadık.
Demokraside taşlar yerine tam oturmayınca bazen can sıkıcı şeyler olabiliyor.
Emekleye emekleye öğreneceğiz demokrasiyi.
Sabırla bir demokrasi kültürü oluşturmaya çalışacağız.
Dünden iyiyiz, yarın daha iyi olacağız.
Bu konuda tereddüt yok.
Yeter ki sükuneti elden bırakmayalım.
Bilim insanı hassasiyetiyle çok özet olarak seçim sonuçlarını politik pazarlama bakış açısıyla ele almaya çalışacağım.
Her seçimin bir kazananı vardır, bir de kaybedeni vardır.
Kazanan şımarmayacak, kaybeden saygı ile karşılayacak.
Başka tavırlar bizi bir yere götürmez.
Bana göre bu seçimin iki kazananı var; ak parti ve hdp.
İlk önce ak partinin hakkını verelim.
Girdikleri dokuzuncu seçimi de kazandılar.
İşlerini ciddiye aldılar, çok iyi çalıştılar.
Müthiş bir teşkilat çalışması örneği sergilediler.
Bir kez daha “seçimleri teşkilatlar kazandırır” gerçeğini herkese gösterip karşılığını aldılar.
Ancak!
Evet işin bir de ancak tarafı var!
Ak Partiye kazanan parti diyoruz ama her şey öyle güllük gülistanlık değil.
Evvela bu %52’lik sonucu çok ciddi olarak masaya yatırmaları gerek.
Seçimden önce deselerdi ki %51-52 oy oranı mı istersiniz yoksa seçimin ikinci tura kalmasını mı?
Ben ak partinin ikinci tura kalmasını isteyeceğini düşünüyorum.
Öyle bir sonuç ortaya çıktı ki bana göre ak partinin elini kolunu bağladı!
Mutfakta çalışanların keşke ikinci tura kalsaydık dediklerini düşünüyorum.
Bu sonuç; yeni anayasayı unutun
, başkanlık sistemini unutun dedi!
Bu sonuç; her şeye rağmen alternatifsiz değilsiniz dedi.
Bu sonuç; kendinize çeki düzen vermezseniz sonuçlarına katlanırsınız dedi.
Bu sonuç; bu ülkede daha fazla gerginlik kimseye bir şey kazandırmaz dedi.
Bu sonuç aynı zamanda ak partinin bu güne kadar girdiği seçimler içinde en düşük katılımlı seçimi oldu.
Bizler parti aidiyeti, seçmen sadakati en yüksek parti olarak ak parti biliyorduk.
Sandığa gitmeyen seçmenlerin tümü diğer parti taraftarları değil!
Bunlar içinde kuşkusuz ak partili seçmenler de var.
Bütün bunları alt alta yazdığımızda %52’lik oy oranından çok sonuçlar çıkarmak mümkündür.
Politik pazarlama bakış açısıyla baktığımızda çok iyi işler çıkaran ak parti mutfağının bu sonuçlardan da çok iyi sonuçlar çıkaracağını umuyorum.
Önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.
Seçmen kararını verdi.
Şimdi söz sırası mutfakta!
Seçimin ikinci kazananı HDP.
Bana göre çok iyi bir iş çıkardılar.
Uyumlu, dengeli, pozitif bir kampanya süreci yürüttüler.
Genel Başkan Selahattin Demirtaş çok iyi bir performans gösterdi.
Kırmadı, dökmedi, incitmedi.
İlkelerini pozitif söylemlerle ifade etmeye çalıştı.
Belli bir ideolojinin değil kitle partisi olmaya aday olduğunu gösterdi.
İleriye dönük olumlu ve umut verici mesajlar verdi.
Hükümetin yanlış uygulamalarını halkın anlayabileceği bir üslup ile çok net ifade etti.
Seçim sürecinde attıkları doğru adımları özeleştirilerle destekledikleri takdirde daha iyi sonuçlar elde edeceklerini düşünüyorum.
Seçimin kaybedeni çok!
Başta CHP, MHP ve BBP olmak üzere diğer tüm siyasi partiler kaybettiler.
Kaybedenler için aslında söylenecek fazla bir şey yok.
İşlerini ciddiye almadılar.
Ortak adayı çok yalnız bıraktılar.
Zayıf ve dağınık bir teşkilat desteği görüntüsü verdiler.
Neden birkaç tane mitingde ortak adayı destekleyen bütün siyasi parti genel başkanları Ekmeleddin İhsanoğlu’nun yanında, arkasında yer almadılar?
CHP; Genel Başkandan başlayarak vitrinde ciddi değişikliklere gitmesi gerek.
Parti mutfağının ülke hassasiyetlerine göre yeniden yapılandırılması gerek.
CHP’de bir mantalite değişikliğine ihtiyacı var.
MHP gibi bir siyasi partinin başkasının desteğine ihtiyacı olmamalı.
Demokrasi kültürümüz açısından MHP’nin çok ayrı bir yeri vardır.
Tek başına hareket ettiği zaman çok daha anlamlı işler yaptı.
Kendi adayını çıkarmış olsaydı eminim ki çok daha kazançlı çıkardı.
Siyaseten düşünülemeyecek, hayal edilemeyecek enstantanelere maruz kaldı ve kaybedenlerden oldu.
BBP; merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun kredisini çok kötü kullanarak kanaatimce siyasi hayatının uzatmalarını oynadı ve sonuçta kaybetti.