Türkiye yine önemli bir seçimin arifesinde.
Öyle anlaşılıyor ki bu güne kadar yapılan seçimlerin en önemlisi olacak gibi görünüyor.
Enteresandır her seçimi önemli hale getiren de Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Ak partinin girdiği ilk seçimi saymazsak ondan sonra yapılan tüm seçimler “cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi” oldu hep!
Bu biraz da ak partinin mutfak başarısıdır.
Mutfak ve halkla ilişkiler çok teknik çalışıyor.
Parti programının anlatılmasında, parti vitrinin oluşturulmasında, parti icraatlarının ifade edilmesinde ak parti mutfağı çok stratejik çalışmalar yapıyor.
Pazarlamada şöyle bir kural vardır.
Bir müşteri sana ikinci, üçüncü kez geliyorsa sen iyi yoldasındır.
Burada önemli olan şudur; ikinci, üçüncü ve daha çok sayıda sana gelen müşteriyi elinde tutmaktır!.
Müşterileri elinde tutmak için de onları sürekli canlı tutacaksın, onlarla ilgileneceksin, onlara değerli olduğunu hissettireceksin.
Yeri gelince müşterilerini çıldıracaksın şımartacaksın!
Böyle bir şey olmamış olsaydı biz hala Doğan SLX, biz hala merdaneli çamaşır makinesi, biz hala iphone1 kullanıyor olabilirdik.
Siyasette de hemen hemen aynı kurallar geçerlidir.
Yapılan kamuoyu araştırmalarında seçmenin %85’inin partisi aslında belli.
Siyasi partiler öncelikle bu %85’i ellerinde tutmaya çalışacaklar.
İkinci olarak da geriye kalan %15’in ne kadarını ikna edebilirlerse o oranda başarılı olacaklar.
Aslında tüm hesaplar bu %15’lik seçmen grubu üzerinde yapılıyor.
Onun için parti mutfaklarına çok iş düşüyor.
Her şey mutfakların maharetine kalmış artık.
Ustalar mutfakta bir şeyler hazırlayacak, garsonlar masaya servis yapacak, masadakiler yemeklerin lezzetli olduğuna karar verecek!
Bu açıdan ak parti diğer partilere göre biraz daha şanslı.
Girdikleri her seçimi kazandıran kurumsallaşmış bir mutfağa sahipler.
Ama rakiplerini küçümsememeleri gerekiyor.
Bu sefer işler çok kolay olmayabilir.
CHP’nin Ali Taran ile çalışacak olması bile önemsenmelidir.
Ali Taran sektörün başarılı temsilcilerinden biridir.
Küçümsenmeye gelmeyecek kadar önemlidir.
Ali Taran için en büyük handikap masaya servis yapacak olan garsonların performansıdır.
MHP’nin ekstra bir mutfak çalışmasına ihtiyacı yok.
Devlet Bahçeli kampanyasına “püskevit” örneğinde olduğu gibi biraz sempatiklik kazandırabilirse iyi bir sonuç alabilir.
Ayrıca ulusal ve uluslararası siyasal konjonktür MHP’nin lehine gelişiyor.
Özellikle “çözüm süreci” hiç ummadığımız oranda MHP’ye yarayabilir.
Bu seçimde herkes HDP’nin performansını merak ediyor.
Öncelikle şunu belirtmekte yarar görüyorum.
Devam etmekte olan barış sürecinde HDP’nin tavrı HDP’nin başarısında belirleyici olacak.
Eğer işler her iki tarafın istediği gibi giderse HDP’nin işi biraz daha kolaylaşabilir.
Barış sürecini sekteye uğratacak en ufak bir gelişme işleri çok karmaşık hale getirebilir.
Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra Selahaddin Demirtaş en iyi liderlik performansını sergilediğini belirtmek gerekiyor.
Neyi nerde
, nasıl, hangi dozda söylemesi gerektiğini çok iyi ayarlıyor.
Kobani olaylarında halkı sokağa çağırması sonucu 51 kişinin hayatını kaybetmesi, son olarak Recep Tayyip Erdoğan’a atfen “seni başkan yaptırmayacağız” çıkışı kararsız seçmeni biraz tedirgin ettiğini söylemek gerekiyor.
Son söz; mutfağı iyi olan kazansın.
Demokrasi kazansın.
Ülkemiz kazansın.