Bir lideri güçlü yapan arkasındaki halk desteğidir.

Uygulamalarını beğenin veya beğenmeyin eğer arkasındaki halk desteğini azaltamıyorsanız demokratik yollarla onun sırtını yere getiremezsiniz.

Liderden önce bu halkı iyi tanımak gerekiyor.

Bu halk ne yer, ne içer, nasıl yaşar?

Bu halkın değerleri nelerdir?

Bu halk nelerden hoşlanır, neleri tasvip eder, neleri tasvip etmez?

Halkı iyi analiz eder ve tanımaya çalışırsanız işte o zaman güçlü bir lideri zayıflatabilirsiniz.

Onun için politikalarınızdan sonuç almak istiyorsanız hedefinize halkı koymanız gerekiyor.

Eğer politikalarınızda hedef sadece lider olursa sonuç almanız çok zordur.

Recep Tayip ERDOĞAN politikanın mutfağından gelen birisi.

Dersini çok iyi çalışıyor.

Atacağı her adımı çok iyi hesaplıyor.

Manevralarının ne getireceğini ve ne götüreceğini çok iyi biliyor.

Çok iyi bir politik mutfağa sahip.

Zaman zaman arızalar olsa da politik pazardaki fırsat alanlarını iyi değerlendiriyor ve istediği şekilde yönetebiliyor.

Muhalefet ve muhalefet gibi düşünenler politikalarında genellikle Recep Tayip ERDOĞAN’I hedef alıyorlar.

Sayın ERDOĞAN da bu tür politikalardan hep güçlenerek çıkıyor.

Eleştiri metodu yanlış olunca Recep Tayip ERDOĞAN hep güçleniyor.

Girdiği her seçimi kazanan bir lidere karşı nasıl politika yapılması gerektiği şimdiye kadar çoktan çözülmeliydi.

Ama görünen o ki kimsenin çözmeye niyeti yok!

Hala gelen vuruyor, giden vuruyor!

Demokratik yollardan ümidini kesenler buldukları her fırsatta ayar vermeye çalışıyorlar ama nafile.

Şunu hiçbir zaman unutmayın.

Recep Tayip ERDOĞAN sizin politikalarınızın eseri.

Recep Tayip ERDOĞAN’I siz bu kadar güçlü yaptınız.

Bu güce katlanacaksınız.

Demokrasi gereği bu gücü hazmetmek zorundasınız.

Aksi takdirde bundan sonra daha çok “one minute” lere muhatap olacaksınız!

Çünkü ona “one minute” deme hakkını bir türlü tanımak istemediğiniz bu halk verdi.