SESSİZ VE DERİNDEN GİDEN KURUM:TÜİK

05/07/2010 | Doç. Dr. Ahmet TAN | 166


— TÜİK’i kısaca tanıtır mısınız?

Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK), ülkemizin ekonomik, sosyal, demografik ve kültürel yapısı ile ilgili sayım ve araştırmalardan elde ettiği bilgileri, başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere kamuoyunun kullanımına sunan bir kurumdur.

Yayınlar; tutarlılık, zamanlılık, şeffaflık ve gizlilik ilkeleri çerçevesinde kaliteli veri üretimi ve hizmet sunumu ilkelerine göre hazırlanmaktadır.

Türkiye genelinde 26 tane Bölge Müdürlüğü bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de Gaziantep Bölge Müdürlüğüdür. Sorumluluk alanında Gaziantep ile birlikte Adıyaman ve Kilis illeri yer almaktadır. 14 Tanesi teknik personel olmak üzere yaklaşık 90 civarında personeli ile hizmetlerini yerine getirmektedir.

 — TÜİK’in Gaziantep’te özel olarak yaptığı araştırmalar var mı?

Sadece Gaziantep’e ait yürüttüğümüz özel bir araştırmamız yok. Bizim tüm araştırmalarımızı Ankara’da bulunan Kurum Başkanlığımız belirler. Kurum Başkanlığımız araştırma konularını başta Başbakanlık olmak üzere Bakanlıklar ve diğer kurumların ihtiyaç duyduğu konulara göre belirler.

Örnek vermek gerekirse;

İşyerleri ve Hane Halkları ile Gaziantep ve bağlı illerde yüz yüze düzenli görüşülerek birçok araştırma yürütülmektedir. Bunun yanı sıra değişik kurumların veritabanındaki kayıtlardan da yararlanılarak istatistikî bilgilerin derlemesi yoluna gidilmektedir.

Sanayi istatistikleri araştırması için Gaziantep, Adıyaman ve Kilis illerinde aylık, üç aylık ve yıllık olarak yaklaşık 2450 işletme takip edilmektedir.

Enflasyon araştırması için (TÜFE) üç ilde 700 civarında işyerine ayda 1400 ziyaret gerçekleştirilerek 10.100 adet fiyat derlenmektedir.

Kira artışları için bölge sorumluluk alanında bulunan 160 adres takip edilmektedir.

Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) için 40 civarında işyeri ile fiyat derlemesi yapılmaktadır.

Bina İnşat Maliyet Endeksi (BİME) araştırması kapsamında 110 civarında işyerinden fiyat derlemesi yapılmaktadır.

İşsizlik araştırması için üç ayda bir değişen adreslerle yılda toplam 1600 civarında bölge sorumluluk alanındaki hane ile anket yapılmaktadır.

Enflasyon sepetini oluşturan ürünleri belirlemek üzere yılda ortalama 90 aile ile düzenli olarak görüşülmektedir.

Gelir ve Yaşam Koşulları araştırması için 280 aile, Yaşam Memnuniyeti araştırması için ise 120 civarında aile ile yüz yüze görüşmeler yapılmaktadır.

Belli başlı bu araştırmaların yanı sıra Türkiye İstatistik Kurumunun ortalama 45 değişik konuda düzenli olarak yürüttüğü araştırmalar da bulunmaktadır.

Bütün bu araştırmalar ile bizler sessiz ve derinden gidip ülkenin gündemini oluşturan rakamları üretmeye çalışıyoruz.

    —TÜİK personeli Gaziantep’te çalışırken sorunlarla karşılaşıyor mu?

Bu soruya “hayır” demek isterdim ama ne yazık ki takibimizdeki araştırmalar çok kolay gerçekleşmiyor. Ekonomik ve sosyal problemlerin yaşandığı durumlarda bilgi almanın çok zor olduğunun farkındayız. Ancak görevimizi de yapmak zorundayız. Alanda veri derleyen personellerimiz çok değişik konularda eğitimlere tabi tutulmaktadır. Bu eğitimlerin başında iletişim, halkla ilişkiler, beden dili, teknik konular gelmektedir. Personelimiz; oturmasını, kalkmasını, işyeri ve haneye ziyaretin nasıl gerçekleşebileceğini bilmek durumundadır. Bir TÜİK personeli görevi gereği çok donanımlı olmanın bir zaruret olduğunun bilincindedir.

Bölge sorumluluk alanında bulunan işyerlerinden ve hanelerden bazen bilgi verilmemesi yönünde zorluklarla karşılaşıyoruz.

2005 yılında yürürlüğe giren 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanununun 54. maddesine göre bilgi vermeyen işyerleri ve hanelere idari para cezası kesme yetkisi verilmesine karşın 2009 yılının sonuna kadar bu maddeyi uygulama gereği olmadı. Ancak son dönemlerde verilerin derlenmesi sırasında karşılaştığımız zorluklar nedeniyle maalesef idari para cezası kesme yoluna gidilmiştir.

Bizler kamu görevi yapıyoruz. Elde ettiğimiz verileri toplumun hemen hemen her kesimi bir şekilde kullanıyor. Biz istiyoruz ki veriler; sağlıklı, doğru ve güvenilir olsun. Bu ise sadece bizim yapacağımız çalışmalarla mümkün değildir. Veri kaynaklarımızın da, yani işyeri ve hane sahiplerinin de TÜİK araştırmalarına karşı biraz daha hassas olmaları gerekiyor.

 —Gaziantep’in nüfus artışını siz neye bağlıyorsunuz?

Gaziantep İlimizin 31 Aralık 2009 tarihi itibariyle toplam nüfusu 1 653 670 kişidir. Bu nüfusun %88’i şehir merkezinde yaşamaktadır. Bu oran Türkiye ortalamasının 13 puan üzerinde yer almaktadır. Diğer bir ifade ile Gaziantep şehirleşen bir il kimliğini kazanmıştır.

Son yıllarda İstanbul’dan sonra nüfusu en çok artan il olmuştur. Ayni zamanda Dünya’nın da en çok nüfusu artan ilk on şehri içinde yer almaktadır.

1990’lı yıllardan sonra coğrafi konumu ve girişimcilik ruhu nedeniyle bulunduğu bölgenin cazibe merkezi olmuştur. Bundan dolayı Gaziantep çok göç aldı. 2009 verilerine göre şu an Gaziantep’te yaşayan 495 485 kişi başka şehirden gelip Gaziantep’e yerleşmiştir.  Bu da toplam nüfusun yaklaşık %30’una karşılık gelmektedir. Göç edenler de ağırlıklı olarak Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Adıyaman, Siirt, Malatya, Van, Şırnak ve Mardin gibi illerden gelip yerleşmişler. Bu illerin ortak özelliği de ortalama hane halkı büyüklüklerinin yüksek olmasıdır. Diğer bir ifade ile bu şehirler nüfus artış oranları yüksek olan şehirlerdir. Gaziantep’teki nüfus artışını kısaca bunlara bağlayabiliriz.

Son yıllarda göç hızı düşmeye başlamıştır. 2008–2009 döneminde 36 075 kişi göç amacıyla Gaziantep’e gelirken aynı dönemde 34 125 kişi de Gaziantep’ten göç etmiştir.

Burada şunu da söylemek gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda bu nüfus artışı devam edecektir. Çünkü Gaziantep, bölgesinin cazibe merkezi özelliğini bir adım daha ileriye götürmüştür. Devreye artık Suriye ve Irak da girmiştir. Önümüzdeki 10–15 yıl içinde Gaziantep’in nüfusu 2 milyonu aşacağı tahmin edilmektedir. Gaziantep’in ve Gazianteplilerin buna hazır olması gerekmektedir. Bütün plan ve projelerin buna göre yapılması bir zaruretten öte bir ihtiyaç olmuştur.

 —Peki, size göre Gaziantep’in en çarpıcı rakamı nedir?

Bana göre en çarpıcı rakamı genç nüfus oranıdır. Türkiye nüfusunun %50’si 30 yaşın altında iken Gaziantep il nüfusunun %65’i 30 yaşın altındadır. Bu müthiş bir rakam. Bana göre Gaziantep’in en güçlü yanı bu rakamda yatıyor. Fakat gerekli tedbirler alınmaz ise ayni zamanda Gaziantep için bir risk unsuru olabilir. Bu konuya çok dikkat etmek gerekiyor.

Rakam değil ama Gaziantep’in çarpıcı bir başka yönü daha var. O da “kendi işini kendin gör” ruhu. Bu ayni zamanda Gaziantep’in kurtuluş mücadelesindeki felsefesidir.  Ta o günden bu güne kadar Gaziantep hep kendi işini kendi görmüştür. Bu gün ayakta dimdik durmasının sebebi bu olsa gerek. Şehrin menfaati söz konusu olunca herkes kafa kafaya verip bir çözüm yolu bulabiliyor. Buna da son günlerde “ortak akıl” diyorlar. 

 —Gaziantep’in işsizlik rakamları nasıl?

            Türkiye ortalamasına göre biraz kötüyüz. 2009 yılı sonu itibariyle Türkiye’de işsizlik oranı %14.0 olarak gerçekleşirken Gaziantep Bölge’de % 17.2 olarak gerçekleşti. Tabi Gaziantep emek-yoğun bir şehir kabul ediliyor. Sanayisi çok gelişmiş. Biraz nitelik istiyor. Gaziantep’teki işsizlikte biraz da nitelik problemi var. Niteliği olan bir kişinin Gaziantep’te işsiz kalması çok zor.

 —Gaziantep’teki yeşil kartlı kişi sayısı nedir? Türkiye ortalamasına göre oranı nedir?

            2009 yılı sonuna göre Türkiye nüfusunun %22’si, Gaziantep nüfusunun %32’si yeşil kart sahibidir. Rakam olarak söylersek yaklaşık 523.000 kişiye karşılık gelmektedir. Yaklaşık 10 puan Türkiye ortalamasının üzerinde yer almaktadır.

 —TÜİK Bölge Müdürlüğü olarak Gaziantep için yaptığınız çalışmalar var mı? Rakamlarınızı çok görüyoruz ama sizleri çok göremiyoruz sanki!?

Sohbetin başında şöyle bir cümle kurmuştum sanırım. “Bizler sessiz ve derinden gidip ülkenin gündemini oluşturan rakamları üretmeye çalışıyoruz”. Gaziantep Bölge olarak aslında sadece rakam üretmiyoruz. Rakamların yanı sıra başka işlerle de ilgileniyoruz. Başta Gaziantep ili olmak üzere sorumluluk alanımıza giren illerde yer alan kurumlar ve sivil toplum örgütleriyle gayet düzeyli bir işbirliğimizin olduğunu düşünüyorum. Özellikle kamu kurumlarıyla kaynakların paylaşımı ve kullanımı konusunda çok rahat çalışıyoruz.

Gaziantep çok göç alıyor deniliyor. Bunu herkes kabul ediyor zaten. Avrupa Birliği bunun için bir fon ayırdı. Bu fondan yararlanabilmek için Ekonomik ve Sosyal Entegrasyon projesi (EKOSEP) uygulandı. Bunun için ise ilimizin stratejik eylem planı hazırlandı ve bu çalışma iki yıl sürdü. Ben bu stratejik eylem planı hazırlama komisyon başkanlığı yaptım. Gaziantep Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, İl Sağlık, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Sosyal Hizmetler il Müdürlüğü ile beraber harika işler yaptık. 

Gaziantep’te kalıcı bir trafik kültürü oluşturmak için bizim bir gönüllü çalışma grubumuz var. Bu grupta yine Büyükşehir Belediyesi, il Emniyet Müdürlüğü, Gaziantep Üniversitesi ile birlikte çalışıyoruz.

İş Kur il Müdürlüğü ile beraber “Gaziantep’te İşgücü Piyasası Analizi projesi” üzerinde çalışmalarımız devam ediyor.

İl Emniyet Müdürlüğü, Gaziantep Sanayi Odası gibi kurumlara teknik düzeyde yapmış olduğumuz bazı eğitim faaliyetleri var.

Ama dediğim gibi, biz sessiz ve derinden gidiyoruz!

 —Gaziantep’te restorasyon çalışmaları ile birlikte turizmin canlanacağından söz ediliyor?

            Gaziantep dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olması itibariyle bildiğiniz gibi, birçok tarihi ve kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor. Bu tarihi dokunun yıpratılmadan restorasyonu ile gelecek nesillere aktarılması gerekiyor. Gaziantep Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Özel idare ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü ortaklaşa birçok tarihi değeri ortaya çıkarmışlar. Mozaik müzesi, savaş müzesi, kurtuluş panorama müzesi, kent müzesi gibi tarihi ve kültürel değerler kısa süre içinde hak ettikleri ziyaretçi sayılarını yakalayacaklar. Rakamlar da bunu gösteriyor. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü kayıtlarına göre 2005 yılında Gaziantep Hava limanı

 

, İslâhiye ve Karkamış sınır kapılarından Gaziantep’e gelen yabancı turist sayısı 24.289 kişi iken bu sayı 2009 yılında 55.128 kişiye çıkmıştır. Kaldı ki bu rakamların içinde kendi imkânları veya çeşitli turlarla Gaziantep’e gelenler yoktur.

 —Son olarak söylemek istediğiniz bir konu var mı?

Harika bir soru. Çünkü bu sorunun cevabı benim için çok önemli. Ben altı yıldır bu görevi yapmaya çalışıyorum. Göreve başladığımda personel sayım 42 idi, şimdi 90 civarında personelim var. Çok hoş bir çalışma tempomuz var. Kitap okuma köşesi, geleneksel istatistik pikniği, Gaziantep ve çevre illeri gezileri, coşkulu yaşam seminerleri, kişisel gelişim eğitimleri, evlenene, doğum yapana, ev alana, vefat eden personele yönelik kurumsal hediyelere kadar çok değişik aktivitelerimiz var. Çok daha güzel şeyler yapmak istiyorum ama hizmet binam maalesef çok müsait değil. Binamız Kavaklıkta, Meteoroloji il Müdürlüğünün iki sokak arkasında yer almaktadır. Mahalle arasında dört katlı bir apartman olarak yapılmış. Perdeleri bile rahat kullanamıyorum. Çünkü üç metre mesafede aile oturuyor. Görevimin ilk yılında mevcut hizmet binasından nasıl kurtulabilirim diye mücadele verdim. Çok da güzel seçenekler bulmama rağmen bir türlü sonuçlandıramadık. Mevcut binaya biraz masraf yaptım. Ancak bina ev niyetiyle yapıldığı için ne yaparsan yap çok kullanışlı olmuyor. Çok problem yapmıyordum ama artık sığamıyorum. Çok kalabalıklaştım. Komşularımla her gün değişik konularda tartışmalar yaşıyorum. Güzel bir hizmet binasına kavuşmak için benim tek başına çabam yeterli olmuyor. Gaziantep iline yakışır bir hizmet binasına kavuşabilmem için Gazianteplilerin yapabilecekleri şeyler olduğunu düşünüyor ve buna inanmak istiyorum.

Bu soru için de ayrıca size çok çok teşekkür ediyorum Gülşah Hanım.

            Bir başka konuyu da kısaca belirtmek isterim. 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanununun 49. maddesine göre personelimizin toplu taşım araçlarından ücretsiz yararlanması gerekiyor. Türkiye’nin hemen hemen tüm büyük şehirlerinde TÜİK çalışanları ücretsiz yararlanıyorlar ama bizler bu konuda Gaziantep bürokrasisini aşamadık maalesef. Bunun da çözüme kavuşacağını inanıyor bu sohbet imkanını verdiğiniz için de Telgraf Gazetesi nezdinde size tekrar teşekkür ediyorum.

Çok keyifli bir sohbet oldu.

Sağ olun.

(Bu röportaj 9 haziran 2010 Telgraf, 14 Haziran 2010 Girişim gazetesinde yayımlanmıştır)

  •  
  • >