Her şey Anayasa değişikliğinin TBMM’den geçip Cumhurbaşkanınca referanduma götürülme kararından sonra başladı
Ne yapıp ne edip referandumu etkileyebilecek bazı siyasi operasyonların devreye girilmesi zarureti ortaya çıkmıştı.
Çünkü Ak Partinin bir şekilde zayıflatılması veya zayıflatılamıyorsa rakiplerinden birinin güçlendirilmesi gerekiyordu.
CHP, bunun için iyi bir malzeme idi.
CHP, aslında iyi sayılabilecek bir yola girmişti.
İstikrarlı bir oy artışı oranına kavuşmuştu ama demek ki yeterli görülmemişti.
Son bir hafta içinde yaşadığımız siyasal gelişmeler bunun siyasi bir operasyon olduğunu apaçık bir şekilde ele verdi.
Ak Parti üzerinden hedefine ulaşamayanlar Ak partinin en büyük rakibi olan ana muhalefet partisi CHP’yi güçlendirecek seçenekleri devreye soktular.
Fakat ortada en büyük engel Genel Başkan Deniz BAYKAL görünüyordu.
Baykal’ın CHP’yi bırakma gibi bir düşüncesi yoktu.
Operasyon sahipleri Baykal’ın gözünün yaşına bakmadılar.
Bir insanın en zayıf noktası olabilecek yerinden vurdular.
Bir kaset ile bir günde BAYKAL’I bitiriverdiler.
Son yerel seçimde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde CHP’nin çok üzerinde oy toplayarak dikkatleri üzerine çeken Kemal KILIÇDAROĞLU’NUN üzerinden siyasal dizayna başladılar.
Hem de müthiş bir dizayn.
Anında ortaya çıkan yandaş medya ve yandaş medyanın oluşturduğu müthiş rüzgar eşliğinde operasyon gerçekleşti.
Görünen o ki bu rüzgar ilk seçime kadar da dinmeyecek.
İlk seçimde istenilen oy oranı sağlanamaz ve iktidar tekrardan Ak Parti’de kalırsa bu operasyonların değişik versiyonlarının gelebileceği unutulmamalı.
Tabi referanduma kadar başka operasyonlar devreye girmez ise.
Çünkü operasyon sahipleri referandumdan sonra Türkiye’nin çok farklı bir noktaya geleceğini biliyorlar.
Bilmeselerdi bu siyasal dizayn operasyonuna hiç ihtiyaç duyarlar mıydı?