Seçimin üzerinden 57 gün geçti.
20 gün içinde herhangi bir şekilde hükümet kurulmaz ise yeniden sandığa gideceğiz.
Ak parti ile CHP arasındaki görüşmeler şimdilik iyi gidiyor ama bu iş olmayacak gibi görünüyor.
Taraflar çok temkinli.
İkisi de masadan kalkan taraf olmak istemiyor.
Ama sürenin sonuna doğru yaklaşıldıkça mesajlar biraz daha keskin gelmeye başladı.
Bütün bunlar olurken tahmin edildiği gibi ne yazık ki analar yeniden ağlamaya başladı.
Ve yine ne yazık ki aklıselim mesajlar da gelmiyor.
Seçimden önce ısrarla bir konuyu vurgulamaya çalışmıştım.
Asıl süreç HDP’nin barajı aşmasından sonra başlayacak demiştim.
HDP 3 puan fazlasıyla barajı aşınca bir anda başka bir havaya girdi.
İmralı’nın, Kandil’in, KCK ve PYD gibi uzantıların devreye girmesiyle bir anda hava puslu olmaya başladı.
Bir iki provokatif eylem olayların fitilini ateşledi.
Yarının ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
Şehit haberlerinin arkası kesilmiyor.
Hükümet de hiç olmadığı kadar işi sıkı tutuyor.
Bu işe yarar mı hakikaten bilmiyoruz.
Bildiğimiz tek şey var; o da iyi durumda değiliz.
Bu psikolojik ortam ile önümüze bir sandık konulursa nasıl bir sonuç çıkar tahmin etmek çok zor.
Ortada çok ciddi bir güven problemi oluştu.
Kurulduğu günden bu güne kadar ak partiyi güçlü kılan en büyük etken verdiği güven ve umuttu.
Bu güven ve umut son dönemlerde biraz zedelendi.
Çok partili siyasal sistemde %41 oy oranı çok ciddi bir orandır.
Kötü olan taraf ak partinin %51’lerden %41’lere düşmesi oldu.
Çok olağanüstü bir gelişme olmadığı takdirde mecliste artık dört siyasi parti olacak.
HDP’nin üzerine çok gidilirse olası bir seçimde oy oranını biraz daha arttırabilir.
CHP ve MHP’nin zaten baraj problemi olmaz.
Burada asıl önemli olan ak partinin bu %41’i ne olur?
Bir konuyu özellikle belirtmek isterim.
CHP, MHP, HDP bu gün hiç olmadıkları kadar güçlüler.
Ak parti önceki seçimlerde sadece kendi oynunu oynuyordu ve diğer rakipleri ak partiyi seyrediyordu.
Ama artık şartlar değişti.CHP’nin
, MHP’nin ve HDP’nin de artık etkili bir oyunları var.
Ak partinin rakiplerinin bu etkili oyunlarını bertaraf edecek oyun sistemleri geliştirmesi gerek.
Bu gün ortaya çıkan fotoğrafa baktığımızda ak partinin böyle bir stratejik oyununun olduğunu söylemek çok güç.
Ak parti çok rahat değil, rahat oyun kuramıyor!
Cumhurbaşkanı ile olan ilişkisi ak partiye çok büyük bir baskı altında tutuyor.
Bu baskı ortamı da politik fırsat alanlarının ortaya çıkmasına yol açıyor ve diğer partiler de bu politik fırsat alanlarını değerlendirme yoluna gidiyorlar.
Eğer Cumhurbaşkanının değişik hesapları algısıyla yeniden sandığa gidilirse ak parti bu günkünden çok daha farklı bir sonuç ile karşılaşabilir.
Sandık ısrar kabul etmez.
Yanlış hesap sandıktan döner!