Bu günlerde tartışılan konu yaşanılabilir şehirler.
Ankara ilk sırada, Gaziantep’te 60. sıradaymış.
Ben çalışmanın detaylı şeklini görmüş değilim.
Bir dergi ulusal düzeyde kabul gören bazı kriterler belirlemiş ve bu kriterler üzerinden bir değerlendirme yapmış.
Ortaya 81 ilin sıralaması çıkmış.
Yani her bir il için ayrı ayrı kriterler belirlememiş.
Her il için aynı kriterleri uygulamış.
Pastayı üç dilime ayırırsak Gaziantep üçüncü dilimde, yani son dilimde yer almış.
Bu sonuç tabiî ki iyi bir sonuç değil.
Bunun üzerinde biraz düşünmek gerekiyor.
Biraz değil aslında, ciddi ciddi düşünmek gerekiyor.
Evvela bir hususu belirtmek isterim.
Gaziantep iyi rakamları rahat kullanıyor ama ayni tavrı kötü rakamlar için sergilemiyor.
Kötü bir rakam ortaya çıktığında ciddi düşünmek yerine hemen itiraz refleksiyle ortaya çıkıyor.
Gaziantep’i 60. yapan, 79, 80. yapan nedenler rakamlarda gizli.
Gaziantep’in olumlu rakamları gayet güzel, daha da güzel olacaklar.
Gaziantep’in bu potansiyeli, bu gücü var.
Olumlu rakamlara gösterilen reflekslerin olumsuz rakamlar ortaya çıkınca da gösterilmesi gerekiyor.
Hatta daha fazla refleksler gösterilmesi lazım.
Gaziantep’in olumsuz rakamlarla barışması, hatta bir adım ileri gidip özeleştiri yapması lazım.
60, 79, 80. sıralar üzerinde bir iki gün tartışıp konuyu orada bırakıp yolumuza hiçbir şey olmamış gibi devam ediyoruz.
Bu şehrin toplam nüfusunun %65’i 30 yaşın altındadır.
2007 yılında 0-4 yaş arası nüfusun toplam nüfus içindeki oranı %11.86 iken bu oran 2010 yılında %12.42’ye çıkmıştır.
Genç nüfus artmaya devam ediyor.
1990 yıllarda yaşanılan yoğun göç ile ortaya çıkan fotoğrafın iyi okunmadığını, dolayısıyla gerekli ve yeterli tedbirlerin alınmadığını düşünüyorum.
Gaziantep iline göç eden ailelerin karakteristik özelliklerine bakıldığında ortalama hane halklarının büyük olduğu görülecektir.
Gaziantep ilinin toplam nüfusunun %90’ı şehir merkezlerinde yaşıyor ama bu %90 nüfus “şehirli” hayatı yaşıyor mu?
Büyükşehir Belediyesi sınırları içindeki yapılaşmaların % kaçı şehir görüntüsünde?
Hava, çevre, görüntü ve gürültü kirliliğinde hangi durumdayız?
İnsanlar evlerine huzurla gidip huzurla oturabiliyorlar mı?
Gaziantep’in toplu taşıma ve trafik kültürü var mı?
Sahi niye Gaziantep’te ticari taksi kültürü oluşmamış?
Vakit bulursanız ara sıra dolmuşa ve özel halk otobüslerine binin.
Eğer binmediyseniz ne demek istediğimi anlayamazsınız.
Bir şehrin yaşanılabilir bir şehir olabilmesi için elin adamı bunlara bakıyor.
Gaziantep’in her alanda denetlemeye
, eğitilmeye ve yönlendirilmeye ihtiyacı var.
Sanayimiz çok iyi, ihracatımız süper.
Baklavamız, kebabımız, lahmacunumuza laf eden zaten olmaz.
Ama insanın sosyal bir varlık olduğu unutulmamalı.
Bizler sanki Gaziantep’te insanın sosyal tarafını ihmal ettik.
Yaşanılabilir bir Gaziantep temennisiyle…..